tag:blogger.com,1999:blog-75792167545483339692024-02-19T08:07:53.351-08:00Kerem BlogKEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.comBlogger37125tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-9999751733307374932018-06-25T12:39:00.000-07:002018-06-25T12:41:14.255-07:00 AHLAT AĞACI<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5vlNC9s8KKJhQhFE2lZ2ImNmOWfGcUpGYA3hYotvNMTNbQFg68ZBQiXRMNfojZgt0PK_FoKGUQn1Pp-Yw8sC85_xIXe92QNkAZEQ_cN6BXNmaX9rHTDl-XvI_4_U6Ql0zspetd9t3kR0/s1600/Ahlat+a%25C4%259Fac%25C4%25B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="994" data-original-width="696" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5vlNC9s8KKJhQhFE2lZ2ImNmOWfGcUpGYA3hYotvNMTNbQFg68ZBQiXRMNfojZgt0PK_FoKGUQn1Pp-Yw8sC85_xIXe92QNkAZEQ_cN6BXNmaX9rHTDl-XvI_4_U6Ql0zspetd9t3kR0/s320/Ahlat+a%25C4%259Fac%25C4%25B1.jpg" width="224" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Ortalama bir sinemasever olarak hayatımda ilk defa Nuri Bilge Ceylan filmi izlemeye, sinemaya gittim. Sanat filmi eleştirisi yazacak değilim elbette. Daha çok benim gibi bu filme gitmeye niyetlenen ama gözü korkan arkadaşlarıma yardımcı olmak amacıyla yazıyorum bu yazıyı.<br />
En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim, bu filmi mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. Amerikan filmlerinin yapaylığına, teknolojisine, hızına, sürükleyiciliğine inat bir film. Baştan sona doğal, dibine kadar bizden, sakin, usul usul bir film. Anlatmak istediğini küfürle, bağıra bağıra anlatmaktan da kaçınmayan bir film.<br />
Tek planda 35 dakika, 40 dakika süren sahneler ve kesintisiz diyaloglar var. Zaten filmin tamamı 3 saat 8 dakika. Bence buna kendinizi hazırlayarak gidin.<br />
Oyunculuklar harika, söylenecek tek söz yok. Film ne anlatıyor derseniz bence pek bir önemi yok. Muhteşem planlara, uzayan ama dolu dolu diyaloglara kendinizi bırakın derim.<br />
<br />
KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-15214894189047072682015-05-27T09:11:00.000-07:002015-05-27T09:11:28.869-07:00MIDDLESEX - Jeffrey Eugenides<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-tbBEKzv_judZ-9xOnkEmBRs9bpNOdLqBw3gYiHX-pxmCUuLRKIpqUgWlbaXRL8CGYCTj3p3kz9LP5DHPKlpAqjKntjARgHnjYhDmlZXk1Sb80r_cc5zGvHzB6fWk4oyVKQ5zZ0sVgtI/s1600/mdd.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-tbBEKzv_judZ-9xOnkEmBRs9bpNOdLqBw3gYiHX-pxmCUuLRKIpqUgWlbaXRL8CGYCTj3p3kz9LP5DHPKlpAqjKntjARgHnjYhDmlZXk1Sb80r_cc5zGvHzB6fWk4oyVKQ5zZ0sVgtI/s400/mdd.jpg" width="301" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />
Son zamanların çok satanlar listesinden bir roman Middlesex. Bir kitabı alıp incelemek için bir sürü sebebiniz olabilir; (Altın kural, seks her zaman satar) Kitabın ismi önemli. Tanıtım cümlesi de ilgi çekici ise sizi bir yerden yakalayıverir. Middlesex Detroit'de bir semt adı fakat kitabın içeriği ile doğrudan yada dolaylı ilişkili de.<br />
<br />
<i><b>"Ben iki kez doğdum:</b></i><br />
<i><b> İlkinde 1960 yılının Ocak ayında, Detroit için inanılmaz derecede dumansız bir günde kız olarak ve daha sonra tekrar 1974 yılının Ağustos ayında Petoskey'de bir acil kliniğinde, ama bu defa ergenlik çağında bir delikanlı olarak."</b></i><br />
<br />
Kitap bu cümleyle başlıyor. Hermafrodit (çift cinsiyetli) bir insanın 3 kuşak hikayesini anlatma iddiasında, üstelik Bursa'nın bir köyünden başlayıp, ipek böceğine, Kozahan'a değinip Amerika'da son bulan bir hikaye. Benim için hayli merak uyandırıcı oldu.<br />
<br />
Kitap 9 yıla yakın bir süre içerisinde yazılmış, sanırım sırf bu yüzden bazı kısımlarında kopukluklar var. Bu kadar üzün bir süre içerisinde bu gayet makul bir durum. Son zamanlarda okuduğum ve beğendiğim kitapların ortak özelliği bana yeni bir şeyler öğretebilecek bilgilerle dolu olması oldu. Middlesex'ten araştırmak için epey not tuttum, yeni şeyler öğrendim. Alfa 5 redüktaz eksikliği nedeniyle oluşan bu hermafrodit vakasının epey yaygın olduğunu öğrendim mesela ve yazar bu durumda olan insanların ne gibi duygular yaşayabileceğini hissettirdi bana. Bazen maalesef seçme şansınız olamayabiliyor.<br />
<br />
Kurtuluş savaşı zamanını bir Yunan yazarın kaleminden okumak ilgi çekici. 3 kuşak aileyi anlatması bakımından Orhan Pamuk'un son romanı <b>"Kafamda Bir Tuhaflık"</b> ile benzer yönleri var fakat Pamuk'un özellikle bu "kuşak ve değişim" meselesini romanının merkezine almasından dolayı bu konuda Yunan yazara göre çok daha başarılı olduğunu söyleyebilirim.<br />
<br />
Gayet akıcı, sürükleyici, bilgi dolu, fazlaca cinsel bilgi içeren bir roman Middlesex. Bilin istedim.KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-72716156432259256042015-01-08T10:27:00.000-08:002015-01-08T10:27:15.738-08:00MARSLI - ANDY WEIR<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbU1mz8t2d50qviuHVTEbioObVjWFTxOc0B2yx-9vtNil-x2df6Nx1MMCipWFajA8d6xmbRxXm27-arS7p3z4XFV1sz1vsQSvXwYrj7DSOsw66jq67iwSCjQmQWViXvwGOBbxfK88McAQ/s1600/MARSLI.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbU1mz8t2d50qviuHVTEbioObVjWFTxOc0B2yx-9vtNil-x2df6Nx1MMCipWFajA8d6xmbRxXm27-arS7p3z4XFV1sz1vsQSvXwYrj7DSOsw66jq67iwSCjQmQWViXvwGOBbxfK88McAQ/s1600/MARSLI.jpg" height="182" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
Bir kitabı almaya karar vermenizde tanıtım yazısı ne kadar etkilidir? Bu kitabı incelerken okuduğum yazı şöyleydi ;<br />
<br />
<b><span style="color: orange;">"O, Dünya'nın en ünlü adamı. Sorun şu ki, Dünya'da değil." </span></b><br />
<b><span style="color: orange;"><br /></span></b>
Mark Watney, benim kitaplarda tanıştığım en iyi karakterlerden biri oldu. Açıkçası kitabı çok sevmemin yanında bir karakteri de bu kadar sevmek beni bir hayli mutlu etti.<br />
<br />
Marslı son zamanlarda okuduğum en iyi kitap. Andy Weir bu hikayeyi önce internette yayınlamaya başlamış. Ardından hikaye beğenilince kitap olarak basılmış. Hali hazırda ise film haklarını alan Ridley Scott Marslı adlı romanın filmini çekmekte. Baş rolünde Matt Damon'ın oynacağı filmi merakla bekliyorum.<br />
<br />
İthaki Yayınlarından çıkan bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum. Yalnızca bilim kurgu sevenlerin değil, kitap okumayı seven herkesin okuması gerekir. Eğlenceli, komik, macera dolu ve zihin açıcı bir kitap. İyi okumalar.. KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-36442540727143829112014-12-15T09:54:00.000-08:002014-12-15T09:54:03.161-08:00İŞTE BENİM ZEKİ MÜREN<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhXQ61lO0RQ9LkWHiTy1Wn0osgvm1TCaMlL5ZKzAVOm_GjhS4-VzcUWM6vLhivgJcBtq9vnWn93lGRltkbZDJr9fn0J1kCI6fVlsN-Bn-wJET-9V1N7v1_E010qQgRCiNwcvCMb0bB2-8/s1600/IMG_20141129_114647.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhXQ61lO0RQ9LkWHiTy1Wn0osgvm1TCaMlL5ZKzAVOm_GjhS4-VzcUWM6vLhivgJcBtq9vnWn93lGRltkbZDJr9fn0J1kCI6fVlsN-Bn-wJET-9V1N7v1_E010qQgRCiNwcvCMb0bB2-8/s1600/IMG_20141129_114647.jpg" height="400" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
Her şeyden önce belirtmeliyim ki Yapı Kredi Yayınları harika bir eser yayınlamış. Klasik söylemlerle devam edecek olursak, tam arşivlik bir eser. Zeki Müren'i bir kitaba sığdırmak bence mümkün değil ama bu kadar güzel resimlerle, küçük notlarla ve ilginç konularla anlatabilmek önemli bir iş.<br />
<br />
Bir Bursalı olarak Zeki Müren'in yeri bizde her zaman farklıdır. Cenazesinde o büyük kalabalığı dün gibi hatırlıyorum. Büyüklerimiz, ne kadar büyük bir sanatçı olduğunu anlatır dururlardı. Bursa'da gittiğiniz herhangi bir kafede, çay bahçesinde Zeki Müren'in eşsiz sesini duymanız an meselesidir. Hala Bursa'yla yaşar Zeki Müren. Bursa'nın o güzel atmosferine yakışır, ona renk katmaya devam eder.<br />
<br />
Kitapta gençliğinden itibaren adım adım hayatının bütün evrelerine değinilmiş. Ne kadar renkli, işini ne kadar değer vererek ve hakkını vererek yaptığına dair bir sürü kanıt bulabilirsiniz. Özellikle dikkatimi çeken bölümlerden biri ; "Niçin Mini ve Maksi Etek Giydim" başlıklı bir yazısı. Ben ikna edici buldum açıkçası. Neden Paşa lakabı aldığından tutunda, elbiselerine ve sahne dekorlarına verdiği ilginç isimlerin hikayelerine kadar bir çok renkli bölümü zevkle okuyacağınızı ve içindeki fotoğraflara her defasında ayrı ayrı şaşıracağınızı düşünüyorum<br />
<br />
Zeki Müren gerçekten bir Sanat Güneşi. Son olarak yakın bir zamanda rastladığım kısa bir videoyu da paylaşmak istedim. Eğer daha önce izlemediyseniz, Türkçeye ve diline ne kadar hakim olduğunu bir kez daha görebilir ve ne kadar zarif bir insan olduğuna bir kez daha şahit olabilirsiniz.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/XObmRf3VhcE?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-81088113730833654092014-10-25T14:06:00.000-07:002014-10-25T14:06:06.170-07:00Haruki Murakami - Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1__SnhyEhFN8ocfNMQe8QbWRWqM0mjYoimtRZLJlVMZSwS-AiDbFpz1hbosD28JXtLDigotkDz_QeRXmMsXO6VCygXbwGpay7Y1RSsawMQHpVKTpeeRu_Xov0whbgsRy-ThsSkSJhqqg/s1600/IMG_20141023_185206.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1__SnhyEhFN8ocfNMQe8QbWRWqM0mjYoimtRZLJlVMZSwS-AiDbFpz1hbosD28JXtLDigotkDz_QeRXmMsXO6VCygXbwGpay7Y1RSsawMQHpVKTpeeRu_Xov0whbgsRy-ThsSkSJhqqg/s1600/IMG_20141023_185206.jpg" height="400" width="300" /></a></div>
<br />
<br />
Murakami kitapları çıktığı gün uzun kuyruklar oluşturabilen popüler bir yazar. Bu özelliği kimi kitapseverlerin hoşuna gitmese de benim açımda hiç bir sorun oluşturmuyor. Hatta keşke Türkiye'de herhangi bir kitabın ilk çıktığı gün uzun kuyruklar oluşsa da bende saatlerce onu beklesem. Son kitabı "<b>Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları"</b> 23 Ekim günü Doğan Kitap etiketiyle piyasaya çıktı.<br />
<br />
Kitabı alıp bir an önce okumayı çok istedim, şimdide bittiğine üzülmüş durumdayım. Kitabın genel melankolik havasının buna katkısı olabileceğini düşünüyorum. Kitap ile ilgili düşüncelerimi paylaşmadan önce belirtmeliyim ki kitabın kapak tasarımı bence harika olmuş. Dünyada ki diğer örneklerle karşılaştırdığımda açık ara en iyi görsele sahip ve içeriğiyle en uyumlu olanı diyebilirim.<br />
<br />
Kitabı ilk elime aldığında ismini beğenmemiş fakat Murakami'nin bu isimden de iyi bir şeyler yaratabileceğine güvenmiştim. Yanılmamışım, kitabın uzun ismi kitabın kısa bir özeti gibi. Aslında müthiş yaratıcı bir hikaye yok bu güzel kapağın ardında. Ama Murakami'nin güzel cümleleriyle kurduğu kendine özgü bir dünyada, kısa bir gezintiye çıkmanızı sağlayacak satırlar bulabileceksiniz.<br />
<br />
Her kitabında olduğu gibi müzik yine baş rolde. Murakami bu sefer insanın iç dünyasında düşündüğü fakat kimseyle paylaşmaya gerek bile duymadığı, saçma sapan ayrıntılarla dolu iç dünyasını paylaşıyor okurlarıyla. Arkadaşlık üzerine kurulu bir hikaye bu. İlişkiler, renkler ve renksiz hayatın bir kesiti. Ben bir çırpıda okudum, ilk defa Murakami okuyacaklar için çok uygun bir başlangıç kitabı olmuş diye düşünüyorum. Çünkü Murakami gerçeküstü hayal dünyasına bu sefer fazla uğramamış. Kısa bir hikayede tadımlık ve alıştırmalık bir bölüm var ve zevkle okuyacağınızdan eminim. İyi okumalar..KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-3984973898213657642014-07-06T11:28:00.001-07:002014-07-07T11:05:08.170-07:00FLORİD : DİŞ MACUNUNDAKİ ZEHİR (Mİ?)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiCElEGSguduOGEaiN6h244gED4lLaZS8TMUvJXHR0UkRfl3QfVYiNPznExv8WkC8ijy30pMFsHSx7YcZrlFUiEVhAC1AmGqB0vHAAR-YiYBNyeYogadspSdjAcj_8AaWkRuze665SXgk/s1600/Toothpaste.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiCElEGSguduOGEaiN6h244gED4lLaZS8TMUvJXHR0UkRfl3QfVYiNPznExv8WkC8ijy30pMFsHSx7YcZrlFUiEVhAC1AmGqB0vHAAR-YiYBNyeYogadspSdjAcj_8AaWkRuze665SXgk/s1600/Toothpaste.jpg" height="266" width="400" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
Konumuzun başlığını hemen cevaplayalım; Evet, florid yüksek oranda zehirli bir kimyasal. Kullandığımız birçok tüketim ürününde çok sayıda zehirli madde var. Genelde çok az miktarlarda içerdikleri için vücuda doğrudan zehirli bir etkileri olmuyor. Fakat son zamanlarda okuduğum yazılara Populer Science'ın temmuz sayısında ki makale de eklenince konuyu iyice merak etmeye başladım.<br />
<div>
<br /></div>
<div>
Ülkemiz insanı komplo teorilerine oldukça meraklı. Ne yalan söyleyeyim benimde her zaman ilgimi çeken konular olmuştur. Diş macunu içeriğinde bulunan florid maddesinin etkileri arasında bulunan, sinir sistemini olumsuz etkileme özelliği sayesinde, yıllardır içme sularına florid karıştırılarak insanlar üzerinde sakinleştirici etki elde etme çabasında olunduğuna dair komplo teorileriyle karşılaşmak mümkün. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Florid sinir sistemine etki etmesinin yanında, diş çürüklerini önlemiyor, tedavi etmiyor, aksine diş minesinin doğal yapısını bozuyor ve kırılgan kemik ve dişlerin başlıca sebebi olduğu da belirtiliyor. Son yıllarda kanserle ilişkilendirilen çalışmalar dahi yapılmış. Konuyla ilgili araştırma yaptıkça komplo teorilerine inanmaya daha meyilli oluyorsunuz.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Kişisel olarak diş fırçalamanın üzerine hep düşünmüşümdür. Sonuçta asıl amaç ağzımızı ve dişlerimizi temiz tutmak ve çürüklere karşı koruma sağlamak. Ben bu temizliğin macun kullanmadan da yapılabileceğini düşünüyorum. Elbette bu temelleri olmayan basit bir öngörü sadece. Konuyla ilgili araştırma yaptıkça ne kadar farklı bilgiler olduğunu da görmüş oldum. Mesela yıllardır nedenini bilmediğim bir şekilde mutlaka dini motifler eşliğine anlatılan bir misvak gerçeği var. Misvak geçmişte de kullanıldığı üzere mantıklı bir alternatif olabilir. Misvak hakkında bilgi edinmek için araştırma yaptığımda kafam iyice karıştı. Hatta bir diş macunu markası "misvaklı diş macunu" piyasaya sürmüş ve verdiği ürün bilgisinde "<i>- florid ve misvak özlü yeni diş macunu</i>" şeklinde bir açıklama yaparak kafamın tamamen karışmasını sağlamıştır.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Uzmanlar özellikle florid içeren diş macunlarının asla yutulmaması gerektiğini belirtiyorlar. Özellikle 5-6 yaşına kadar olan çocuklarda bu sebepten dolayı florid içeren diş macunu kullanmamak gerekiyor. Piyasada florid içermeyen ürünler mevcut. Bu kadar araştırmanın ve verilen bilgilerin üzerine florid içeren ürünlerden uzak durmak bana mantıklı geliyor. Konu ile ilgili daha detaylı bilgiye ulaşmak isteyenler için aşağıda vereceğim link üzerinden bilgi edinebilirler. Florid'in alzhemier üzerindeki etkisinin araştırıldığı çalışmanın son kısmında bu konu üzerinde daha fazla araştırma yapılmasının gerekli olduğu belirtiliyor.<br />
<br />
http://cobid.wordpress.com/2009/11/16/florid%E2%80%99in-melatonin-seviyeleri-ve-alzheimer-benzeri-norodejeneratif-hasarla-iliskisi-uzerine-bir-hipotez/</div>
KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-90017257875168063472013-09-24T13:24:00.002-07:002013-09-24T13:24:27.920-07:00MO YAN - KIZIL DARI TARLALARI <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1iz5_zw4QavLo8xAPWI2ZNqxktS2iXdD4bjfDKUQCjPU548eBGhKUosgB-U8rNbdKXMLRM5RD8JBL0WWWeggngN2SU0abDETLZ4kJmdL0Yc_YEbmi2T69v25wBMPUj6hilIq0I0W2kLo/s1600/mo+yan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1iz5_zw4QavLo8xAPWI2ZNqxktS2iXdD4bjfDKUQCjPU548eBGhKUosgB-U8rNbdKXMLRM5RD8JBL0WWWeggngN2SU0abDETLZ4kJmdL0Yc_YEbmi2T69v25wBMPUj6hilIq0I0W2kLo/s320/mo+yan.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Mo Yan, 2012 Nobel Edebiyat Ödülü'nü, "<em>halk masallarını, tarihi ve günümüzü sanrısal gerçekçiliğiyle kaynaştırdığı</em>" gerekçesiyle kazandı yazıyor kitabın arka kapağında. Son zamanlarda herhangi bir kitabı bu kadar iyi anlatan bir cümleye denk gelmemiştim. Mo Yan'ın Türkçeye çevrilmiş sadece bir kitabı olduğu için diğer kitapları hakkında yorum yapamıyorum ama bu cümle bu kitap için biçilmiş kaftan. <br />
<br />
Kitabın neredeyse tamamı "mışlı" geçmişle anlatılıyor. Çin'in geçmiş döneminde ki yaşantı parça parça verilmiş. Bol bol argo kullanılmış. Ama bu kitap için bol bol kelimesi kullanılacaksa ilk sırayı mutlaka <strong>kızıl darı tarlaları</strong> alacaktır. Bu kitabın ismi asla başka bir şey olamazdı diyorsunuz kitabın sayfalarında ilerlerken. Her yer kızıl, her yer, her şey darı ile alakalı. <br />
<br />
Daha önceleri MoYan'a ait bir kısa öykü okumuştum, esprili, merak uyandırıcı bir üslubu olduğu kesin. Fakat bu kitabı okumak isteyenlere tavsiyem büyük beklentiye girmemeleri yönünde olacak. Mo Yan gerçekten bir masal anlatıyor kitabında. 1900'lü yıllarında başında Japonların Çin topraklarında yaptığı işkenceler, Çinlilerin kendi insanları arasında ki baskınlar, savaş, kan, vahşet ve aklınıza gelebilecek her türlü kötü durum çarpıcı bir şekilde, masal tadında anlatılmış. Kitabın bütünü hakkında fikir vermeyecek olsa da, sadece bir cümle kitaptan alıntı yaparak size ufak bir ipucu vermek istiyorum; <br />
<br />
<em><strong>"..Yolda duran birlik üyeleri patlamanın etkisiyle havalanmış, kolları bacakları kopmuş, bağırsakları dışarı fırlayıp kokmaya başlamış, kopan uzuvları kalabalığın üzerine dolu gibi, güzel ve nazik bir aşk gibi yağmış."</strong></em><br />
<br />
<br />
KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-25743436870880836102013-09-05T12:35:00.001-07:002013-09-06T10:48:02.932-07:00SAMSUNG GALAXY GEAR<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWWM5Yii8A_eAEF5hsXO4Lt5BiZI8hWGQpm_eUWdbORhP266vrT_frekWzvLJQvdNkPYBeyYWB4nZeHXp3XinWvyXDD56aVNwqGJQRDft-tAqLrOt-S24UTflQSoAW88DqWiGBt5_vTLM/s1600/akilli-saat-galaxy-gear-ve-tum-detaylari--3582666.jpg" imageanchor="1"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWWM5Yii8A_eAEF5hsXO4Lt5BiZI8hWGQpm_eUWdbORhP266vrT_frekWzvLJQvdNkPYBeyYWB4nZeHXp3XinWvyXDD56aVNwqGJQRDft-tAqLrOt-S24UTflQSoAW88DqWiGBt5_vTLM/s1600/akilli-saat-galaxy-gear-ve-tum-detaylari--3582666.jpg" /></a></div>
<br />
<br />
Telefonların saat şeklinde olması yıllardır konuşulan teknolojik tahminler arasında mutlaka ilk sırlarda yer almıştır. Hızla gelişen teknolojik gelişmeler de bunun çok yakında mümkün olacağını bize hissettirmeye başlamıştı. Giyilebilir teknolojik cihazların daha da artan bir hızla hayatımıza gireceğini tahmin ediyorum. Bir Samsung Galaxy kullanıcısı olarak bu cihazı araştırıp ne olduğunu öğrenip, paylaşmak istedim.<br />
<br />
Samsung'un Gear adıyla tanıttığı yeni cihazı tam anlamıyla bir telefon değil, tek başına bir telefon olarak kullanılmıyor. Daha çok, fonksiyonlu bir <strong><em>yardımcı aksesuar</em></strong>. Galaxy Gear, kullanıcıları gelen aramalar, kısa mesajlar, e-postalar ve diğer uyarılardan haberdar ediyor. Samsung’un S Voice özelliği sayesinde Galaxy Gear’da sesli komutları kullanmak da mümkün. Aynı anda hem mikrofon hem de kulaklık işlevi gören Galaxy Gear sayesinde ellerimiz dolu olsa dahi telefon görüşmelerini sıkıntıya girmeden gerçekleştirebileceğiz. <br />
<br />
Gear'ın kordonunda 1.9 Megapiksellik bir kamera mevcut. Boyutu 1.6 inç olan OLED ekrana sahip cihaz şuan için bu pazara giriş için atılmış ilk adım olarak tanımlanabilir. Kolunuza bu saati taktığınızda artık telefonu nerede bıraktım derdinden de kurtuluyorsunuz. Çünkü cihazda bulunan "telefonumu bul" özelliğiyle telefonunuzun yerini rahatlıkla bulabiliyorsunuz. Bunun yanı sıra cihazın içerisinde 12 uygulama (ileride daha fazla artacağını düşünüyorum) yer alacak.<br />
<br />
Satış fiyatı henüz açıklanmadı. Normal bir saat almaya kalktığınızda ne kadar bütçenizin olacağına göre değişir elbette ama 100-200 TL civarında bir fiyatla satılacak olursa bu cihazı almak mantıklı olabilir. İlk bakışta Gear'ı alıp kullanmak için fazla bir bahane bulamadım kendime. Fiyatı görüp, cihazı koluma takıp ne kadar pratik olduğunu deneyimleyebilirsem karar vermem daha da kolay olabilir diye düşünüyorum.<br />
<br />
Cihazın şarj süresi, cihazı telefonuma bağladığımda telefonumdan harcayacağı şarj miktarı benim için belirleyici olabilir. (bu konuyla ilgili Androidin 4.3 sürümü, yakın zamanda birçok cihazı güncelleyerek Galaxy Gear’ın cihazlarla eşleşmesi için gerekli Bluetooth 4.0 LE (düşük enerji) desteği sağlayacak)<br />
<br />
Sonuç olarak ilk izlenimlerim bunlar. Teknoloji hızla gelişiyor. Zamana ayak uydurmak deyimini belki bu "akıllı saat" aracılığıyla (şimdilik) gerçekleştirebiliriz..<br />
<br />
(<strong><u><em>Not:</em></u></strong> <em>Cihazın Türkiye fiyatının 1000 TL olacağı konuşuluyor, tahminlerimin çok üzerinde bir fiyat.)</em>KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-25464614536654604922013-07-10T04:11:00.001-07:002013-07-10T04:11:13.895-07:00TÜRKİYE'DE SPOR İZLE(YEME)MEK !<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzb9V5304b3mVyykVds_07AkKCCSZQGAdC4tdF5tO58b5ycXwe91iC9i1XxBrZNIk0Y4RZtRgGVb5WDm9AnF4pO7S16H0rq9RTzxTx7nOOsNls_hVmdXAWxUgWdwTKz5l2BIa1Dx-U2UQ/s1600/10180626_f9d36.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="242" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzb9V5304b3mVyykVds_07AkKCCSZQGAdC4tdF5tO58b5ycXwe91iC9i1XxBrZNIk0Y4RZtRgGVb5WDm9AnF4pO7S16H0rq9RTzxTx7nOOsNls_hVmdXAWxUgWdwTKz5l2BIa1Dx-U2UQ/s400/10180626_f9d36.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
Ülkemizde gerçekleşen FIFA 20 yaş altı Dünya Kupası'nın maç biletleri çocuklara ücretsiz olarak dağıtılıyor. Buna rağmen hala tribünler bomboş. Bırakın diğer ülke milli takımlarını, Türkiye 20 yaş altı takımımızın maçlarında bile stadlar yeterince dolmadı. Ülke olarak sporu ve hatta futbolu sevmiyoruz. Sadece tuttuğumuz takımın kazanması ilgilendiriyor bizi. Bu konunun bir çok sosyal boyutu incelenip, konuşulabilir. Fakat benim bakmak istediğim boyutu, sporun TV'de yayınlanması yada <strong>ücretli yayınlanması..</strong><br />
<br />
Çocukluğumda evimizde Kablolu TV vardı. NBA TV'den maçları takip ederdim. O zaman ki NBA takımlarının kadrolarını size hala sayabilirim.<br />
<br />
TRT Formula 1 yarışlarını verirdi, saatlerce oturup heyecanla izlerdim. Okay Karacan'ın nefis anlatımıyla.<br />
<br />
Eurosport tenis maçlarını yayınlardı ve ben tenisi o yayınlarda izleyerek öğrendim ve sevdim. Snooker izlerdim, Curling izlerdim.<br />
<br />
Türkiye basketbol liginde, Eurolig de efsaneleri izler, beton zeminde, kırık potalarla maç yapardık.<br />
<br />
Bakın daha futbola geçmedim. Farkındayım futbol ülkede ki en büyük spor ekonomisi. Fakat ben artık takımımın hazırlık maçlarını bile izleyemiyorum yahu. Avrupa ligi ön elemeleri ve hatta diğer Avrupa maçlarının büyük bölümü yine paralı kanallarda. En son İngiltere Ligi maçını ne zaman izlediğimi hatırlamıyorum. Yıllardır izlediğimiz İspanya Ligi bile bu sezon paralı olacak. Biz Messi'yi Ronaldo'yu nasıl sevdik tanıdık? NTV Spor maçları verdi diye değil mi? <br />
<br />
Örnekler çoğaltılabilir. Çok şükür ki ben son birkaç sezondur Türkiye Süper Ligi maçlarını izleyebilecek kadar bütçe ayırabiliyorum kendime. Şimdi asıl soruya geliyorum. Sporu seven ben, bunun için belirli bir bütçe ayırabilmeme rağmen birçok spor olayını izleyemiyorsam, Türk insanı, çocuklar bu sporları nasıl izleyecek ve sevecek? Ülkemizde sporcu yetişmiyor diye isyan ediyor yetkililer sonra.. Çocuk bilmiyor ki bu sporları. Hadi okulda öğreniyor diyelim. Ama yıldız sporcuları izlemeden, hikayelerini öğrenmeden nasıl tutkuyla bağlanmasını beklersiniz ki küçücük çocuklardan?<br />
<br />
Bu kadar isyandan sonra tüm bu spor organizasyonlarının izlenebilmesi için aylık yaklaşık 120 TL, yıllık 1500 TL'lik bir bütçe ayırmanız gerektiğini belirteyim. Üstelik iki ayrı uydu alıcısı, iki ayrı televizyona sahip olmalısınız ve bu spor olaylarını haliyle sadece evinizdeyken izleyebilirsiniz.KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-69900045719608897762013-05-17T12:28:00.000-07:002013-05-17T12:28:04.593-07:00Dan Brown - Cehennem - İnferno<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzGrdKU_6zt2SfUpzmqmsX3lSwjHAa_PPb2wj6zltA2FbypBgNBWqZ2Sne_lz1uuYyfWA2G7RyNjiGXcdwC-XSbTy1cLzXQI5dDfcd-EBsiTFuKPewZEUMY8E6jvA3SmWGyx6CHDGRXgE/s1600/dan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzGrdKU_6zt2SfUpzmqmsX3lSwjHAa_PPb2wj6zltA2FbypBgNBWqZ2Sne_lz1uuYyfWA2G7RyNjiGXcdwC-XSbTy1cLzXQI5dDfcd-EBsiTFuKPewZEUMY8E6jvA3SmWGyx6CHDGRXgE/s400/dan.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<span style="color: red; font-size: large;">Cehennemin kapıları İstanbul'a açılıyor..</span><br />
<br />
Arka kapakta bu yazıyı ve İstanbul siluetini görünce kitaba olan merakım bir kat daha arttı ister istemez. Büyük sürpriz oldu açıkçası. Sembolleri, sanat eserlerini, tarihi mekanları romanlarında bol bol kullanan Dan Brown için İstanbul'dan daha uygun bir arka plan olamazdı diye düşünüyorum. <br />
<br />
Brown'ın İstanbul'u tarif edişi, anlatışı gayet ölçülü ve asla kötü bir izlenim bırakmıyor. Bütün dünyada milyonlar satan kitapların sahibi olan yazarın İstanbul'a ve Türkiye'ye olan bu yaklaşımı (klasik deyimle) milyonlar verseniz yapamayacağınız müthiş olumlu bir reklama dönüşmüş.<br />
<br />
Brown sizi heyecanın, bilinmezin, soruların, aksiyonun ortasına bırakıveriyor kitaba başlar başlamaz. Her zaman ki koşturmacayı, romanı kısa kısa bölümler halinde yazarak elinizden düşmeyecek bir hale getirmiş.<br />
<br />
Size tavsiyem kitabı okurken yakınınızda mutlaka internete anında ulaşabileceğiniz bir cihazın bulunması. Çünkü o kadar çok mekan o kadar çok sanat eseri anlatılıyor ki, insan meraklanmadan duramıyor. <br />
<br />
Brown'un en sevdiğim yanı size birçok kapı açması; merak edilecek,takip edilecek bir sürü ayrıntı aktarması. Bu kitabın ana konusunu Dante olarak belirlemiş. Hatta kitabın ismi bile Dante'nin meşhur "İlahi Komedya"sının bir bölümü olan Cehennemden geliyor. <br />
<br />
Da Vinci Şifresi kitabından beri her kitabını zevkle okuduğum Dan Brown hakkında çok objektif olamayabilirim ama şiddetle tavsiye edebileceğim bir kitap olmuş Cehennem. Brown her hafta bir kitap yazsa okuyabilirim gibi geliyor. Fakat kitabı okuyunca anlayacağınız üzere o kadar çok emek o kadar çok araştırma var ki takdir etmemek imkansız. İyi okumalar..KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-72816368779029176802013-04-13T04:44:00.000-07:002013-04-13T04:44:41.159-07:00Nedir Bu Tanrı Parçacığı / Higgs Bozonu ?
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiw5ynkjyMmaEynCO5-XOPbBd_C_nLbjLAzkX0NH_-0tnZ_hJPURGqudKJf0fvuiNqaAT_GxD3IcSl3IDxBN6SHtU4VXb-GuDz6JQ8Pp6hNqqjyOmybzQbv_d7hGvbeSA1Nh4CTKhouUMo/s1600/Higgs-Bozunu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="290" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiw5ynkjyMmaEynCO5-XOPbBd_C_nLbjLAzkX0NH_-0tnZ_hJPURGqudKJf0fvuiNqaAT_GxD3IcSl3IDxBN6SHtU4VXb-GuDz6JQ8Pp6hNqqjyOmybzQbv_d7hGvbeSA1Nh4CTKhouUMo/s400/Higgs-Bozunu.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">En başından söylemeliyim ki <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>fizik üzerine bir şeyler anlatacak, ahkam
kesecek değilim. Bir şeyleri merak ediyorum sadece; araştırıp birkaç bilgi
kırıntısına ulaşınca da paylaşmak istiyorum. </span></div>
<span style="font-family: Calibri;">Uzun yıllardır<strong> CERN</strong> (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) de
yapılan deneylerde Tanrı Parçacığını aradıklarını okuruz, işitiriz. 14 Mart
2013 tarihinde Higgs Bozunu’nun varlığı doğrulandı.</span><br />
<br />
<span style="font-family: Calibri;">Higgs Bozunu bir atom
altı parçacık. 35 yıl önce Peter Higgs isimli profesör, <strong>“Maddenin neden kütlesi
var?</strong>” sorusuna cevaben şu teoriyi açıklamış; <strong>“Bütün evreni dolduran bir Higgs
alanı var ve parçacıklar Higgs alanıyla etkileşime girerek kütle kazanıyorlar”.</strong>
Görüldüğü üzere Peter amca biraz egoist bir insanmış ki buluşunu direk kendi
ismiyle konumlandırmış. Hakkıdır elbet. Benim burada ilgimi çeken <em>“Tanrı<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Parçacığı”</em> denilmesinin kütle kazandırmakla
ilgisinin olup olmadığı. Eğer bu isim bu yüzden verildiyse fazla iddialı ve
tartışmaya müsait bir tercih olmuş.</span><br />
<span style="font-family: Calibri;"></span><br />
<span style="font-family: Calibri;">Yine okuduğum bir yazıda bu konuyla ilgili bir makale
hazırlayan bir bilim adamı, bu teoriyi açıklarken biraz gerilmiş ve makalesinin
başlığını <em>“Tanrının Belası Parçacık”</em> şeklinde yazmaya kadar işi götürmüşken,
editörünün uyarısı ve düzeltmeleriyle işi <em>“Tanrı parçacığına"</em> bağlamalarıyla iş
tatlılıkla çözülmüş ve bu olaydan sonra bu vaka böyle anılır olmuş.</span><br />
<br />
<span style="font-family: Calibri;">Bu yazıyı yazmak için bir sürü makale okudum. Kimi aslında
böyle bir buluşun gerçekleşmediğini, CERN’de ki deneylere devam edebilmek için(hatta
para kaynakları kesilmesin diye) bir şeyler bulduk demek için bu haberin
yapıldığını iddia etmekte. Kimi kafayı verilen isme takıp Allah’a şirk koşmaya
dair nutuklar atmakta. Kimi de bu yapılan buluşun bulunduğumuz zamanda pek
faydasını göremesek de, önümüzde ki yıllar boyunca çok önemli bir buluş
olduğunu anlayacağımız vurgusunu yapmakta.</span><br />
<br />
<span style="font-family: Calibri;">Yine bu buluşun derinlemesine fizik
ayrıntıları ve açıklamalarına da birçok kaynaktan ulaşabilirsiniz.</span><br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Kısa bir göz gezdirmeyle <em>madde – antimadde</em>, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><em>dünyanın oluşumu – büyük patlama</em> vs gibi
konularla bağlantısı olan bu buluşun ardından birçok tartışmanın yapıldığı
ve daha da yapılacağını düşünüyorum. Dilerim bu buluş, en kısa zamanda insanlığa müspet
katkıları olan bir hale bürünür, evrenin yapısını anlamamızı sağlar ve bize büyük kolaylıklar getirir.</span></div>
KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-53645779863857347402013-03-20T11:26:00.000-07:002013-03-20T11:26:42.180-07:00Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü - Aimee Bender
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMj-vKvqLl6ZWp_WpZ1GG8KvAB25hsEEQy085wXbFbxDUxPYchjH4SKVlNsxCXbGCj1H3NKnYIvgLiLUtgwRziNFNSUxZYu1fdI1Ln2OHz3RBB3sBjJJg5VQriP868b1sTe1MEiyHt0b4/s1600/lmn.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMj-vKvqLl6ZWp_WpZ1GG8KvAB25hsEEQy085wXbFbxDUxPYchjH4SKVlNsxCXbGCj1H3NKnYIvgLiLUtgwRziNFNSUxZYu1fdI1Ln2OHz3RBB3sBjJJg5VQriP868b1sTe1MEiyHt0b4/s320/lmn.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Diyelim ki bu kitabı bir insan yazdı, kim niye yayınlar ki? Hadi
yayınladı bir şekilde diyelim; Nasıl uluslar arası en çok satan kitaplardan
biri olabilir? Aslında bu noktada kendime kızmıyor değilim. Kitap kapağı tasarımından
ve kitabın arka kapağında ki bilgilerden fazlaca etkilenip aldığım kitaplar
hakkında büyük bir özeleştiri yapmam gerekiyor sanırım. Bunun yanında uluslar
arası çok satanlar listesi hakkında da şüphelerim bu kitapla daha da arttı.</span></div>
<span style="font-family: Calibri;">8 yaşında ki bir kızın dünyasını anlatmakla, 8 yaşındaki bir
kızın dünyasını 8 yaşında ki bir kız gibi yazmanın arasında çok büyük fark
olduğunu düşünüyorum. Kitabın dili sonlara doğru işkence olmaktan çıkmaya yakın
gibi gözükse de, bütüne bakıldığında, akıcı olmayan, sıkıcı, üzüntü verici
ve yaratıcılıktan olabildiğince uzak bir roman var karşımızda. Beni, kitabı sonuna
kadar okumaya zorlayan tek şey, eleştirisini yapıp, insanların vakit kaybına
uğramamasını tavsiye etmek. </span><br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Birde bu yazıyı yazarak, kitabı okumuş olup bana
anlayamadığımı anlatacak birilerinin olabileceği umut ediyorum. </span></div>
<span style="font-family: Calibri;">Şimdi yazacağım şey kitap içeriği ile ilgili olacak belki
ama yazmadan geçemeyeceğim. Yediği limonlu pastadan annesinin duygularını
anlama yeteneği olan genç kızımızın abisinin yeteneği, sandalye ve benzeri
mobilyalara dönüşmek. Evet abisi sandalye oluyor. Sonuna kadar kitabı okuyup
başka bir anlam çıkacak mı diye çok bekledim ama hayır. Durum çok açıkça bu
şekilde. Ya birileri okuyucuyla gerçekten dalga geçiyor yada benim algılarım bu
kitabı özümseyip anlamaya yeterli değil. </span><br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></div>
KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-56485795821628181312013-03-16T13:43:00.000-07:002013-03-16T13:43:24.906-07:00FENERBAHÇE / GALATASARAY AYRIŞMASI<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUsKOCYsiPwmKT0iFpB4BiqI7LKlyulxA_xU1PPAsWk1N_K8iaUGJgJJyxSNenDvgiWcYo1Ko5omyV-P1-CPTXk5VJx1_ZIjj52Bks8u-56uwoB2zVaGVlde_LFxvO9uBccz-rPkjD2Zg/s1600/elmander-ve-bekir.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="190" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUsKOCYsiPwmKT0iFpB4BiqI7LKlyulxA_xU1PPAsWk1N_K8iaUGJgJJyxSNenDvgiWcYo1Ko5omyV-P1-CPTXk5VJx1_ZIjj52Bks8u-56uwoB2zVaGVlde_LFxvO9uBccz-rPkjD2Zg/s400/elmander-ve-bekir.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;"></span> </div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Özellikle son birkaç yılda sosyal medyanın da gelişmesiyle
birlikte gözüme çarpan bir olgudan bahsetmek istiyorum. </span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Bir Fenerbahçe taraftarı olarak en büyük rakibimiz olan
Galatasaray’ın başarılı <strong>olmamasını</strong> istemem gayet doğal olmalı. Rekabette hep
daha başarılı olmayı istersiniz. Fakat söz konusu Avrupa kulvarı olunca işler
biraz daha değişiyor sanırım. Ülke puanı, ülke prestiji gibi düşüncelerle
rakibinize Avrupa maçlarında başarı dileyebilir hatta başarılı olduğunda
sevinebilirsiniz. Bütün bu söylediklerim elbette Galatasaray takımı
taraftarları içinde geçerli.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Şimdi dürüst olalım. Rakibimiz Avrupa maçında <strong>başarısız</strong>
olursa hangimiz içten içe sevinmiyoruz? Tabi ki söylemlerde başarı dilemek, başarıyı
tebrik etmek şık bir davranış. Başka bir açıdan Galatasaray’ın <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Schalke eşleşmesinde turu geçmesi benim işime
geldi. Çünkü ligde başa baş bir mücadele var ve rakibimin aklının şampiyonlar
liginde olması, lige yeterince konsantre olamamasını beraberinde getirebilir. Yine
de maçı izlerken insanın bir yanı “<em>işi buraya kadar getirdiler, turu geçsinler
ve çeyrek finalde iki takımla Avrupa da olalım</em>” demiyor değil.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Tüm bu kafa karışıklıklarının ışığı altında oluşan dışa
vurumlar benim canımı en çok çıkan şey. Başta bahsettiğim sosyal medya,
içimizde ki canavarın ortaya çıkmasına olanak sağladı sanıyorum.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Günlük hayatta sessiz, kibar, aklı başında olarak tanıdığım
erkek/kadın birçok arkadaşım, tanımadığım binlerce insan kendi başarı veya
başarısızlığını rakibi üzerinden kutluyor yada lanetliyor;</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">- “<em>Bu galibiyet bizi çekemeyenlere girsin çıksın</em>” lar dan
tutunda, Avrupa galibiyetini diğer takım taraftarları üzerinden kutlayan birçok
iletiyle karşılaşmak bana ne kadar ayrışmaya başladığımızı göstermeye yetiyor. </span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Nedir bu öfke? Neden Avrupa kulvarında ki bir maçta
rakibimize küfür ederiz ya da rakibimizin rakibine ait yabancı bir takım/ülke
bayrağını stadımızda sallandırırız? Kültür, ırk, din, dil üzerinden yeterince
ayrışamadıkta, gönül verdiğimiz takımlar üzerinden bir ayrışma daha geçirmek
istenişimizi göremiyor muyuz?</span></div>
Biraz daha sakinlik, az daha centilmenlik, bolca saygı diliyorum herkese.KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-70463115961057051632013-01-03T12:07:00.000-08:002013-01-03T12:07:07.454-08:00Bir Trafik Diyaloğu ve Zihniyet<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZvQLbo9cHpwv_I9xjuyTg-B1vrNh49hj5b4tUBB867ltYCd2o2YPnorRAMsWl0BmqemlykvX6r5UEKo8YrpJya8X9f5jGuXi9bXfJvTEK65nY34oe26LszKlsJFknKq-c49wNdfb4RwU/s1600/Blog12_01.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZvQLbo9cHpwv_I9xjuyTg-B1vrNh49hj5b4tUBB867ltYCd2o2YPnorRAMsWl0BmqemlykvX6r5UEKo8YrpJya8X9f5jGuXi9bXfJvTEK65nY34oe26LszKlsJFknKq-c49wNdfb4RwU/s400/Blog12_01.jpg" width="286" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Anlatmak istediğimi basit bir şekilde grafikle desteklemek
istedim, fazlasıyla basit oldu ama açıklamayı okuyunca anlaşılacağını
düşünüyorum. </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Eski Batı Garajı yolu, yeni yapılan Timsah Arenanın hemen
önünde ki yola çıkarken bu akşam yaşadığım küçük bir diyalog bahsetmek
istediğim; </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Yeşil işaretlediğim araç benim, en öndeyim ve yola
çıkıyorum. Neredeyse arkamda bekleyen 5 aracı geçip benimde önüme kırarak
benden önce yola çıkan araç kırmızıyla işaretli. Yol vermemeye çalıştım ama ben
durmasam araç bana çarpacaktı. Kornaya bastım bir tepki vermedi, içinde 3 erkek
olduğunu gördüm. Hastası olduğunu yada sıkıntılı bir durumda olduğunu
sanmıyorum. Bir müddet takip edip ileride yanına gelerek camı açmasını
söyledim. Diyalog aynen şöyle ;</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Ben: Yaptığın çok ayıp kul hakkına girer bu.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Adam: Ne alakası var ben bir şey yapmadım, hem senin yaptığın
ayıp belki benim hastam var ve sen bana yol vermedin!</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Ben: Hastan olsa dörtlülerini yakardın ben zaten sana yol
verirdim.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Adam: İşte esas öyle yapsam sahtekarlığa girerdi !</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Konuştuğum genç aklı başında saldırgan olmayan birine
benziyordu. Tersi durumlarda aşağıya inip kavga etmek isteyen birçok kişi ile
de karşılaştım. Hem de arabada 3 kişilerdi ve kavga durumunda büyük sıkıntı
yaşayabilirdim. </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Anlatmak istediğim şu; 5 arabanın önüne geçip de bunu normal
olarak gören bir zihniyet iyi bir zihniyet değil. Bunu trafikte yapıp kendinde
hiç suç görmeyip üzerine beni suçlu çıkaran bir zihniyetin hayatın her alanında
hiçbir şeye saygı göstermemesine şaşırmıyorum artık ama içime de
sindiremiyorum. Eminim bir çoğumuz bu basit olayın çok daha talihsiz örneklerini
yaşıyoruz ve yaşayacağız. Peki hangi ara bu hale geldik biz?</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-53816039829935005362012-11-19T10:44:00.000-08:002012-11-19T10:44:20.069-08:00Son Sefarad - Beyazıt Akman<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieZ_lEBPSMvcSAyN07PhyzaMEzpRXquGt7TDZbn-qJpTRsbJ29P8qhG7f-gWoMz46W0eQTl_Hjt1lpp8A5AK9bl88CwmikqTghKB23mcsulyWstQkMS89pZtCGYz_gQb3H9HpjlOQfeD8/s1600/ss.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieZ_lEBPSMvcSAyN07PhyzaMEzpRXquGt7TDZbn-qJpTRsbJ29P8qhG7f-gWoMz46W0eQTl_Hjt1lpp8A5AK9bl88CwmikqTghKB23mcsulyWstQkMS89pZtCGYz_gQb3H9HpjlOQfeD8/s320/ss.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">İmparatorluk II<br />
</td></tr>
</tbody></table>
<br />
Tarihi olaylara tanıklık ederek hiç sıkılmadan okuyacağınız güzel bir kitap hayal ediyorsanız Beyazıt Akman'ı okumanızı şiddetle tavsiye edeceğim. <br />
<br />
İmparatorluk serisinin ilk kitabı "<strong>Dünyanın İlk Günü</strong>"nde yazar Fatih'i ve Fetihi anlatmış ve o kitabı da beğenerek okumuştum. Okumadıysanız, ilgi duyuyorsanız mutlaka onu da okumanızı öneririm.<br />
<br />
Öncelikle gerçekten akıcı bir üslubu var yazarın. Hikayeyi birçok ayrı koldan anlatıyor ve her hikayeyi ortalama 4-5 sayfada aktardığı için hiç sıkılmadan bir çırpıda 100 sayfa okumuş buluyorsunuz kendinizi.<br />
<br />
Her zaman bildiğiniz duyduğunuz tarihi kişiliklerin, elbette kurgulanmış haliyle, neler yaşadığını, hissettiğini Beyazıt Akman'ın kaleminden okumak mutluluk verici. Şimdiden İmpatorluk III' ün beklentisine girmemek işten değil.<br />
<br />
3 yıllık bir araştırmanın sonunda ortaya çıkartılmış bu eser her sayfasında bunun hakkını veriyor. Araştırmadan,özümsemeden yazılmayacak ayrıntılarla dolu bir eser olduğunu düşünüyorum. Denizcilik terimlerinden tutun, hat sanatının incelikleri ve felsefesine; yıldız biliminden tutun engizisyonun temellerine, semavi dinlerin dünya tarihine etkisine kadar bir çok bilgiyi zevkle okuyacağınızdan eminim.<br />
<br />
16.yy da katoliklerin İspanya topraklarında yaptığı zulüm karşısında müslümanların ve yahudilerin yardım çağrısına kayıtsız kalmayan II. Bayezid'ın 5 asırdır anlatılmayan hikayesinin anlatıldığı kitabı şiddetle tavsiye ediyorum.KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-6221694015297428952012-11-16T10:29:00.000-08:002012-11-16T10:29:48.140-08:00Samsung Galaxy Note II<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbOondOMn7XEmvE1-HzUkw19D32aYJQ8wx6CT4jK45TiarzT5fM8WNzmyBwJRHxuuvGmCfNHo-K66SRG8zcA5MykUrKnWKHE-q6L8a2Ja8JA0shyphenhyphen4qb6CnwU_Xcd-U3A0-E3cp8QwL2I4/s1600/note_2323527b.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="199" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbOondOMn7XEmvE1-HzUkw19D32aYJQ8wx6CT4jK45TiarzT5fM8WNzmyBwJRHxuuvGmCfNHo-K66SRG8zcA5MykUrKnWKHE-q6L8a2Ja8JA0shyphenhyphen4qb6CnwU_Xcd-U3A0-E3cp8QwL2I4/s320/note_2323527b.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div>
</div>
<div>
Öncelikle bunun bir inceleme yazısı olmadığını belirtmeliyim. Uzun yıllardır iphone kullanıcısı olan ve aylardır iphone 5 in çıkmasını bekleyen biri olarak neden Galaxy Note II aldığımı ve bunun yanı sıra bu yazıyı yazma ihtiyacı duymamın sebeplerini açıklayacağım.</div>
<br />Türkiye gibi büyük bir pazarda neden Apple Store olmadığını yada başka yöntemlerle Apple'ın yeni çıkarttığı ürünleri ülkemizin pazarına niçin bu kadar gecikmeyle getirdiğini bir türlü anlayamıyorum. İphone 5 in tanıtımının üzerinden tam 2 ay geçti ve hala ürünün Türkiye pazarına garantili olarak girişine 1 ay kadar var. Fazla naz aşık usandırıyormuş evet. Ben Apple taraftarlığı yolunda ilerlerken bir şekilde İphone 5 almayı kafama koymuşken Galaxy Note II hakkında uzun bir inceleme yazısı okudum. Acaba mı diye düşünürken şimdi elimde gerçekten güçlü,kaliteli ve çok fonksiyonlu bir cihazla mutlu olduğumu söyleyebilirim.<br />
<br />
<div>
</div>
<div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijBUytJcp5nYB8Eoe85UOwyR8usk_-hnU2sCfPwGpetYyxB-xIK-LU0lt5rHOh68wmJKKgBAA1w_cYX8Z0YoCXGguVv_Le3xkUj8JGFNBX_ScgRAJIaMwucsrM-BZZ913AOq338qFV2B4/s1600/Screenshot_2012-11-16-19-10-44.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijBUytJcp5nYB8Eoe85UOwyR8usk_-hnU2sCfPwGpetYyxB-xIK-LU0lt5rHOh68wmJKKgBAA1w_cYX8Z0YoCXGguVv_Le3xkUj8JGFNBX_ScgRAJIaMwucsrM-BZZ913AOq338qFV2B4/s320/Screenshot_2012-11-16-19-10-44.png" width="179" /></a>Herkesin aklına ilk gelen soru çok büyük değil mi? Evet şuan 5.5inç lik ölçüsüyle piyasada ki en büyük cihazlardan biri ama tek elle rahatlıkla kullanabiliyor (bayanlarda biraz sorun olabilir) ve bunun için çeşitli ayrıntılarla kolaylık sağlamışlar; tuş takımının sağa bitişik olarak küçük halde kullanılması örneği resimde görülebilir. Bu sayede tek elle kullanabiliyorsunuz.</div>
<div>
</div>
<div>
Bu cihazı tercih etmemde ki en büyük sebeplerden biride fotoğraf ve video kalitelerinin artması, oyunların daha çok yer kaplaması sonucu oluşan <strong>hafıza ihtiyacı</strong>. Almayı düşündüğüm (ve en uygun fiyatlı) İphone 5, 16 GB ve arttırılabilir hafızası yok. Buna karşın Galaxy Note II'nin <strong>hafızasını arttırma</strong> şansınız var (Micro SD kart desteği sayesinde). </div>
<div>
</div>
<div>
Fiyat açısından da oldukça avantajlı bir durumla karşı karşıya kaldım. Note II'yi <strong>10 taksitle 1800 TL</strong> ye aldım. En az bir ay sonra alabileceğim İphone 5'in ise <strong>en az 2400</strong> fiyat etiketi olacağını düşünüyorum.</div>
<div>
</div>
<div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgahXw2sRrPAEBFdWdnhJEBmK7bJd7vJLCe3YmvtarpFaecfdkJUg6xmWaqjYPMhFb5goDLd9FfrtpaPX-V20O5ZrLlNg-wI51SKjlJ7I8yWNyKhLeEvn-gWOKb3023GaPO7mX-eyz9c9Q/s1600/Screenshot_2012-11-16-18-36-56.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgahXw2sRrPAEBFdWdnhJEBmK7bJd7vJLCe3YmvtarpFaecfdkJUg6xmWaqjYPMhFb5goDLd9FfrtpaPX-V20O5ZrLlNg-wI51SKjlJ7I8yWNyKhLeEvn-gWOKb3023GaPO7mX-eyz9c9Q/s320/Screenshot_2012-11-16-18-36-56.png" width="180" /></a>Bunun yanı sıra 4 çekirdekli işlemcisi ve 2gb önbelleği ile Note II piyasada ki en güçlü cihaz. Kullanım sırasında bunu çok daha iyi anlayabiliyorsunuz. Açıkçası kullandığım dizüstü bilgisayarımdan bile güçlü bir donanımı var ve çoğu zaman birçok işlemi bilgisayarımdan daha hızlı yapabiliyorum. Gerçek anlamda<strong> Multitasking</strong> (çeşitli işlemleri aynı anda yapabilme) özelliğini sadece bu cihazda görebilirsiniz. Resimde görüldüğü üzere YouTube'dan video izlerken Twitter da gezinebilirsiniz. Mail, mesajlaşma, galeride gezinme ve aklınıza gelebilecek herşeyi aynı anda yapmanıza izin veren bir sisteme sahip.</div>
<div>
</div>
<div>
İçerinde bulunan <strong>S-pen</strong> kalemi ile çok sayıda uygulamayı yönetebiliyorsunuz. Uygulamaları kullanmak, internette gezinmek ve mesajlaşmak hatta mail atmak için bu kalemi bu kadar kullanabileceğimi düşünmemiştim. Gerçekten çok işlevsel bir yardımcı özellik.</div>
<div>
</div>
<div>
Kamera ve video çekiminin kalitesi oldukça başarılı. Bunun yanında İphone'un aksine kamera ayarlarını istediğiniz gibi yönetebilme şansına sahipsiniz. Yüksek çözünürlüklü ekranda oyun oynamanın, bir şeyler izlemenin yada internette gezinmenin keyfide gerçekten bambaşka. </div>
<div>
</div>
<div>
Tüm bu özellikleri kullanırken insanın aklına gelen önemli sorulardan biride pil ömrü. 1 haftalık kullanımım sonucunda gözlemim, biraz pasif bir kullanımla rahatlıkla 2 tam gün pilinin dayandığı. Ben gün boyu cihazı kullanmama rağmen henüz 1 gün içinde tam boşalmış bir halde sarj etmek için prize takamadım. Mutlaka %30'luk bir yüzde kullanım için kalıyor. Buda İphone 4 yada 4s ten farklı bir pil performansı olmayan İphone 5'e karşı bir başka avantajlı taraf.</div>
<div>
</div>
<div>
Sonuç olarak ilk defa kullandığım Android işletim sisteminden de oldukça memnunum ve büyüklüğü sorun olmayacak herkese bu telefonu gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.</div>
<div>
</div>
<div>
</div>
<div>
</div>
KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-22108304306046707072012-11-06T10:28:00.000-08:002012-11-06T10:28:00.293-08:00Tohumlarımızın Nesli Tehlike Altında!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-AxSXn0dyl02z34C-qUCMLrSnMULpV-tfIAkB1AgFdsV9Qk3Vxnilpubjn7A9kWsqCtePQJ5NJtJvvjKOb5lZgSlXf7NPIFuKwtOT7WyPXRsatyHFz20EBNbBOJ_v0WyZzT0F91MiK0M/s1600/resim+1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left:1em; margin-right:1em"><img border="0" height="320" width="274" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-AxSXn0dyl02z34C-qUCMLrSnMULpV-tfIAkB1AgFdsV9Qk3Vxnilpubjn7A9kWsqCtePQJ5NJtJvvjKOb5lZgSlXf7NPIFuKwtOT7WyPXRsatyHFz20EBNbBOJ_v0WyZzT0F91MiK0M/s320/resim+1.jpg" /></a></div>
Binlerce yıllık tarım geleneğini barındıran Anadolu topraklarında yetişen yerli tohumlar yaşamın sürekliliğini temsil ediyor.<br /><br /><strong>Atadan kalma tohumlarımız;</strong><br /><br />* Lezzetli ve sağlıklı gıdaların temini için birer genetik hazinedir<br />* Binlerce yıldır değişen koşullara uyum sağlayarak günümüze ulaşmayı başarmış numunelerdir<br />* Tarımsal biyoçeşitliliğin önemli bir parçası ve yaşamın sürdürülebilirliğinin olmazsa olmazıdır<br />* Dışarıya bağımlı kalmaksızın ülkemizin gıda güvenliğinin teminatıdır<br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisyf1UbUjI_AlqkwpblkCD18CGhgzIt_xa7WHzF4HTBZn2TX01sQJK_M4PfclvYLG7_IwBRgQ3lb7fcQTMpxLBKdnlc0_2ER2_b6_OW_HvJ4AIwqy55GQU02FB6t0N1CvgGJNbjoZsw1U/s1600/resim+4.jpg" imageanchor="1" style="clear:left; float:left;margin-right:1em; margin-bottom:1em"><img border="0" height="320" width="281" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisyf1UbUjI_AlqkwpblkCD18CGhgzIt_xa7WHzF4HTBZn2TX01sQJK_M4PfclvYLG7_IwBRgQ3lb7fcQTMpxLBKdnlc0_2ER2_b6_OW_HvJ4AIwqy55GQU02FB6t0N1CvgGJNbjoZsw1U/s320/resim+4.jpg" /></a></div>
Ancak bugün Anadolu’ya özgü yerel tohum çeşitliliğimiz yok oluyor. <strong>Tek seferlik, ticari tohumların egemenliği nedeniyle gıdamızın ve geleceğimizin güvencesi yerli tohumların nesli tehlike altında! </strong>Yeryüzünde zengin çeşitlilikteki yaşamı sürdürebilmek, atalık tohumlarımızı gelecek kuşaklara aktarmamıza bağlı.<br /><br />TOHUM TAKAS AĞI, yüzyılların bilgisini taşıyan yerli tohumlarımızın korunup yaygınlaşmasını amaçlıyor.<br /><br /><a target="_blank" href="http://www.bugday.org/" target="_blank">Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği</a>’nin, <a target="_blank" href="http://www.adimadim.org/" target="_blank">Adım Adım Oluşumu</a> desteğiyle yürüttüğü TOHUM TAKAS AĞI KAMPANYASI’na destek olarak,<br /><br />* Anadolu’nun dört bir yanındaki ekolojik çiftliklerde yerli tohumların çoğaltılarak paylaşılmasını sağlayacak;<br />* Bu toprakların yüzlerce yıllık bereketinin, lezzetinin, besin zenginliğinin ve kültürünün gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için sağlam patikalar oluşturacaksınız.<br /><br /><strong>Verdiğiniz desteğin her kuruşu binlerce yeni tohuma dönüşecek...</strong><br /><br />Kredi kartı ile bağış yapmak istiyorsanız: <a target="_blank" href="http://www.bugday.org/portal/BagisAdimAdim.php" target="_blank">https://www.bugday.org/portal/BagisAdimAdim.php</a><br /><br />EFT/havale yoluyla bağış yapmak istiyorsanız:<br />Alıcı Adı: Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği<br />Garanti Bankası Karaköy Şubesi - Şube No: 400<br />Hesap No: 6295240<br />IBAN No: TR67 0006 2000 4000 0006 2952 40<br /><br /><a target="_blank" href="http://www.bugday.org" target="_blank">www.bugday.org</a> - <a target="_blank" href="http://www.yasasintohumlar.org" target="_blank">www.yasasintohumlar.org</a><br /><a target="_blank" href="http://www.facebook.com/bugdaydernegi" target="_blank">facebook.com/BugdayDernegi</a><br /><a target="_blank" href="http://twitter.com/BugdayDernegi" target="_blank">twitter.com/BugdayDernegi</a><br />Twitter paylaşımlarınız için hashtag: <strong><a target="_blank" href="http://twitter.com/search?q=YasasinTohumlar&src=typd" target="_blank">#YasasinTohumlar</a></strong><br /><br /><span style="font-size:80%">Bir <a href="http://www.bumads.com.tr?clientid=de406a16-ac19-4beb-8a2b-163214bebd58&offerid=403" title="bumads" target="_blank" rel="nofollow">bumads</a> sosyal sorumluluk içeriğidir.</span>
<script type='text/javascript'>ad_client = 'de406a16-ac19-4beb-8a2b-163214bebd58';ad_offer ='403';</script><script type='text/javascript' src='http://sayac.bumads.com.tr/showads.js'></script>KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-31840242160856099082012-10-13T09:50:00.003-07:002012-10-13T09:53:40.037-07:00HİÇ - Markus Zusak<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFVmf1sJ-IHRLLzH94PJaiY7DMQvEnBoG03-v7mQ_F4uuOV7hCSxmFNfvCPHPuXzc51Gma6CYXx7lIQyyBftfF0YRatnyPlyjnWfKCOSrQUVMD63Sr2rwTWA9EBEk7fTnW55c6KfBfVmU/s1600/hi%C3%A7.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFVmf1sJ-IHRLLzH94PJaiY7DMQvEnBoG03-v7mQ_F4uuOV7hCSxmFNfvCPHPuXzc51Gma6CYXx7lIQyyBftfF0YRatnyPlyjnWfKCOSrQUVMD63Sr2rwTWA9EBEk7fTnW55c6KfBfVmU/s1600/hi%C3%A7.jpg" /></a></div>
<br />
<br />
Çok satanlar listesinde ki kitaplara çoğu zaman ön yargıyla yaklaşırım. Yine de çoğuna bakmadan geçmem. İyice araştırır eleştirilere bakar öyle alırım kitapları. "Hiç" hakkında çok fazla değerli yorum bulamamıştım ama okuduğum bir kaç yorum kitabın güzel olduğu yönündeydi. Kitabın arka kapağında bir felsefeden güzel bir kurgudan ve bambaşka bir dünyadan bahsediliyordu.<br />
<br />
Kitap genç yazar Zusak'ın ilk kitaplarından biri,2002 yılında yayımlanmış ve 10 yıl sonra şimdi bizde çok satanlarda. Yine internette okuduğum kadarıyla 2005 yılında yayımladığı "Kitap Hırsızı" isimli romanı dünyada çok ses getirmiş çok başarılı ve çok satan bir kitap. "Hiç" 464 sayfa ama bana göre 150 sayfada anlatılabilecek bir öykünün büyük karakterle yazılıp aralara uzun boşluklar koyulup roman haline getirilmiş şeklinden başka bir şey değil. Okuması çok kolay bir kitap, zaman zaman keyifli de olabiliyor ama sonunu hiçbir yere bağlamayıp saçma bir şekilde ortada bırakırsanız kitabın içinde ki bütün gizemi değersiz kılarsınız. <br />
<br />
Aslına bakarsanız daha çok eleştirel yaklaşılabilir ama o kadarda olumsuz olmak istemiyorum. Amacım beklentiyi yüksek tutmamanız ve hatta bana soracak olursanız zamanınızı boşa harcamamanız yönünde.KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-30106881646941740382012-10-06T03:11:00.000-07:002012-10-06T03:11:04.696-07:00Bulut Atlası - David Mitchell<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqVatBSHOJkte9XDhiNlwQmiGEksoHY7l8_aJAa_ySG35I0DO5OxRBz3xmwBBdvgoq74QKO2Yxz6NMLBTLnofSSt_DpLVe13QILQXIhr9_mkzOEJQL3KCtG5czuBvJZt6yNt4yNWCcdII/s1600/bulut-atlasi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqVatBSHOJkte9XDhiNlwQmiGEksoHY7l8_aJAa_ySG35I0DO5OxRBz3xmwBBdvgoq74QKO2Yxz6NMLBTLnofSSt_DpLVe13QILQXIhr9_mkzOEJQL3KCtG5czuBvJZt6yNt4yNWCcdII/s320/bulut-atlasi.jpg" width="222" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Öncelikle kitabın farklı bir tarzı var. 6 ayrı öykü bir
noktasından diğerine bağlanarak ilerliyor. Fakat bu 6 öykünün 5 i yarım
bırakılarak ilerliyor ve 6 cı öykü tam bir şekilde merkezde anlatılıp kalan 5
öykünün diğer yarılarına geçiliyor. Bu şekilde anlatılınca karışık gelmiş
olabilir,rakamsal olarak yazarsak şu şekilde ilerliyor; 1-2-3-4-5-6-5-4-3-2-1
.. Öykülerin her biri farklı bir tarzda yazılmış; 1.Günlük,2. Mektup,3. Roman, 4.Otobiyografi,5.
Soru-cevap ve merkezde ki 6. öykü yerli Zachry’nin anılarını çocuklarına
aktarması şeklinde. Öyküler o kadar yarım bırakılmış ki ilk öykünün baskı
hatasından kaynaklı bir yarım bırakılış olduğunu bile düşündüm, böyle
olmadığını ancak 100 sayfa kadar sonra anlayabiliyorsunuz çünkü. </span></div>
<span style="font-family: Calibri;">Aslına bakarsanız kitaptan önce filmden haberdar oldum ve
kitap uyarlaması olduğunu öğrendiğimde kitabı merak edip araştırıp okumaya
değer olduğuna karar verdim. İyimi yaptım kötümü yaptım ona filmi izleyince
karar vereceğim.. Zira genel olarak kitabı beğenmediğimi açıkça ifade
edebilirim. Yazarın anlatımı son derece karışık, iki öykü hariç diğerleri benim
için zaman kaybı oldu. Hem okuması zor hem de içeriği oldukça sıradan. </span><br />
<br />
<span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>2. Hikayede dahi
müzisyen Frobisher’in anıları okunabilir ve eğlenceli geldi bana. Benim fikrime
göre kitabı kurtaran ve hatta sadece bu hikayeden romanı oluştursa çok daha
başarılı bir roman ve film olacağına inandığım kısım 5. Hikayede ki android
garson kız Sonmi-451. </span><br />
<br />
<span style="font-family: Calibri;">Ekim ayında Türkiye’de de vizyona girecek olan filmin 5
dakikayı aşan uzun bir fragmanı var. Bu kadar farklı hikayeyi anlatmak için
filimin de 5 saate yakın olması gerekebilir.. Daha film vizyona girmeden birçok
eleştiri almış gördüğüm kadarıyla ama ben izlemeden yorum yapmayı düşünmüyorum.
Filmin yapımında <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Matrix’in yaratıcılarından
Wachowski kardeşlerin olması beni biraz umutlandırsa da kitabın büyük
çoğunluğunu beğenmediğim için bana hitap etmesi zor gözüküyor. Yine de
izleyeceğim.</span><br />
KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-14086974270667806802012-09-20T08:13:00.000-07:002012-09-20T08:13:12.606-07:00Jehan BARBUR - SARI<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFPVtRsuTdvpa-tt0WEX2mzN1T942ePOmD1WF-20jY-b_fzmjF2WlylkxpUkNdZ_2l08z2ij8rvuxAoG0pN_QzBIDV2ZSUVmqHGzVr3jljCZ8w016hOnQPTsWnqtdzZ7vGa86tmcSVYOM/s1600/j.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFPVtRsuTdvpa-tt0WEX2mzN1T942ePOmD1WF-20jY-b_fzmjF2WlylkxpUkNdZ_2l08z2ij8rvuxAoG0pN_QzBIDV2ZSUVmqHGzVr3jljCZ8w016hOnQPTsWnqtdzZ7vGa86tmcSVYOM/s320/j.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Uzun zamandır dinlemediğim bir albümü koydum geçen gün arabamla yol alırken CD çalara. Feridun Düzağaç şarkılarının söylendiği, İyilik Güzellikspor. Çok dinlemiştim bu albümü ama 9.cu şarkı hiç bu kadar dikkatimi çekmemişti. Dinledim başa döndüm dinledim,bütün gün aynı şarkıyı dinledim. Yeniköy şarkının ismi, etkileyici bir ses; Jehan Barbur söylüyor. <br />
<br />
İsmini duymuştum elbette ama kendi adıma bu kadar geç keşfetmeme kızdım. Tesadüfe bakın ki yeni albümü çıktı pazartesi,albümün ismi "Sarı" ,hemen aldım. Gerçekten etkileyici bir ses ve kaliteli bir albüm dinlemek isterseniz gidin alın. Uzun uzun anlatmaya çok gerek yok. Kaliteli işleri takip edip, destek olup, tavsiye etmek lazım gelir diye düşünüyorum.<br />
<br />
12 Ekim de Bursa'da Nazım Hikmet Kültür Evi'nde albüm lansman konseri de var. Bir aksilik olmazsa gidip canlı canlı da izlemek planlarım arasında.<br />
<br />
Şöyle de güzel bir internet sitesi mevcut ;<br />
<br />
<a href="http://www.jehanbarbur.com/">http://www.jehanbarbur.com/</a><br />
<br />
Şarkıları kısa kısa dinleyip fikir edinilebilir.KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-26635292789185272582012-09-10T13:00:00.001-07:002012-09-10T13:00:56.785-07:00R.H.C.P. İstanbul Konseri Ardından..<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTtB2hsj7bxESl1N_4pz79ta1lc3sQ0W5a2f3Rhbw7VtUOT3x6dO94acs5ofvVsKBNA4NqO1PBMN9Mc1KJSIu74P56AtYQ-IQQ8D64FWXRZCOEP4bkA1ODOeUw-8M-X1PM6erUSyhwwiY/s1600/rhcp.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTtB2hsj7bxESl1N_4pz79ta1lc3sQ0W5a2f3Rhbw7VtUOT3x6dO94acs5ofvVsKBNA4NqO1PBMN9Mc1KJSIu74P56AtYQ-IQQ8D64FWXRZCOEP4bkA1ODOeUw-8M-X1PM6erUSyhwwiY/s320/rhcp.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Bu resim konserin bitişinden yarım saat sonra çekildi;
olayları tersten anlatmak istedim zira organizasyonda düzgün giden hiçbir şey
göremedik. Konser bitti ama insanlar dışarıya çıkamadılar, o kadar oyalanmamıza
ve arka kapıdan çıkıp epey yürümemize rağmen hala meydan insan doluydu.
İnsanlar dört bir yana yürüyüp evlerine gidecek bir araç arıyorlardı ve bunun
bizim için mümkün olması en az 45 dakika yürüyüşün ardından gerçekleşti.
Aracımızla gidemedik çünkü otopark yok. Çıkışta taksi ve servis araçlarının
olacağı söylendi onu da göremedik.</span></div>
<span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>42bin bilet satıldığı
söylendi; o alana o kadar insanı sığdırmak en hafif tabiriyle insafsızlık.
Temel ihtiyaçlara ulaşılamamasından hiç söz etmiyorum bile. 1. Kategorideydik ve
balık istifi izledik konseri. </span><br />
<br />
<span style="font-family: Calibri;">RHCP den önce Athena çıktı sahneye, enerjileri yerindeydi
ama sahnenin ne sesini ne ışığını kullanamadıkları için hep yaşattıkları
coşkuyu <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yakalayamadık bu sefer. Belki de
beklentimizi RHCP a göre ayarlamıştık bilemiyorum.. Zaten Athena sahneden
inerken , müziğe başlamamıza sebep olan gurupların başında gelen RHCP ı sizinle
beraber izlemek için yanınıza geliyoruz, diyerek tamamladı konserini. </span><br />
<br />
<span style="font-family: Calibri;">Vakit geldi, Josh koltuk değnekleriyle sahneye geldi,
montunu çıkarıp Ayyıldızlı tişörtüyle yerine otururken Flea ve Antony sahneye
geldi..Işıklar açılıp ilk sesi duyduğum andan itibaren 2 saat nasıl geçti
bilmiyorum. Ne yorgunluk kaldı ne kalabalık ne açlık ne susuzluk. Ben hayatımda
böyle bir performansı bir daha görebileceğimi düşünmüyorum. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Konserin tamamı usta bir yönetmenin elinden
çıkmış görsel bir şölen gibiydi, sanki adam 2 saat içinde 21 ayrı klibi canlı
canlı çekip bize izletti. Taraflı olabilirim kabul ediyorum, gerçekten bu
adamların yaptığı müziği seviyorum ve sahnede bütün beklentilerimi fazlasıyla
karşıladılar Ölmeden önce yapmam gerekenler listemin üst sıralarında olan bir
hayalim gerçekleşmiş oldu böylece.</span><br />
<br />
<span style="font-family: Calibri;">Konsere girişte elbette saatler sürdü. Birçok kontrolden
geçip deney fareleri gibi labirentlerden dolaşıp her seferinde tamam şimdi
alana ulaştık derken kalabalığa takılıp durduk. O anlarda etrafıma bakındığımda
en dikkatimi çeken şey kalabalığın çok genç ve (bence) düzgün tiplerden
oluştuğuydu. Benim bu dünyada yaşadığım süre kadar (1983 ten beri) müzik yapan
bu genç adamları böyle güzel bir toplulukla izlediğim için bütün aksiliklere rağmen
kendimi şanslı hissediyorum..</span><br />
KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-72472729194451287102012-09-06T14:24:00.000-07:002012-09-06T14:24:20.802-07:00Hayvan Yemek - J. Safran Foer<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpnrEqBcYgqwHxdqFkHaxpmCSF7mu2naTlzQf8sVqFpGR8f-8BTC1TSi-AWVEuZpJawJBtVUhuCnA84lXvvkzsLGRdmRdYHbm_lmA4AilOb6DszInCzJcUNbzR01Wdo4pdkdSQfs7lZf8/s1600/hayvan.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpnrEqBcYgqwHxdqFkHaxpmCSF7mu2naTlzQf8sVqFpGR8f-8BTC1TSi-AWVEuZpJawJBtVUhuCnA84lXvvkzsLGRdmRdYHbm_lmA4AilOb6DszInCzJcUNbzR01Wdo4pdkdSQfs7lZf8/s320/hayvan.JPG" width="240" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Öncelikle kitabın arka kapağında yazılanların bende
oluşturduğu algıyı karşılamayan bir kitap olduğunu belirtmeliyim. Şu sıralar
listelerde olan tavsiye edilen ve açıkçası kışkırtıcı ve merak uyandırıcı bir
ismi olan bir kitap Hayvan Yemek. </span></div>
<span style="font-family: Calibri;">Ben daha çok yemek yeme alışkanlıklarımızın, dürtülerimizin
altında yatan sebepleri ve bunlara bağlı olarak yemek yeme tercihlerimizi
nelerin etkilediğine dair bir anlatım bekledim ve bununla ilgili tek bir
paragrafa bile rastlamadım. Ama kitabı okudukça bir biyolog olarak beni
yeterince tatmin eden çarpıcı bilgilere ulaştığımı söylemem gerekir. Kitabın
dili biraz dağınık, konulara açıklama olmaksızın aniden giriş yapıyorsunuz.
Genel olarak “sinai hayvancılık”tan bahsediliyor kitapta. Nasıl bir vahşet
yaşandığı, ne gibi zararları olduğu, nasıl bir ekonominin döndüğü ve bu sayede hiçbir
politikanın müdahale etmediği/edemediği uzun uzun anlatılmış. </span><br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Ölümü gerçekleşmeden derisi boynuna kadar yüzülmeye
başlanmış sığırlardan, daha çok kas kütlesi elde etmek için genetiğiyle
oynanmış ve bu yüzden hemen hepsi kısacık yaşamları boyunca acı çekerek yaşayan
hindilerden, sayısız işkence gören ve bütün yaşamını kıpırdamadan geçiren
domuzlardan ve daha bunun gibi birçok örnekten bahsediliyor. Ekolojik olarak ta
nasıl bir kirliliğe yol açıldığını tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor yazar. Ama
bunları anlatırken küresel olarak değil sadece Amerika tarafından anlatmış.</span></div>
<span style="font-family: Calibri;">Ülkemiz adına ben bu kadar karamsar olmadığımı
belirtebilirim; ama korkularım yok değil. Bu kadar acıyı, vahşeti okuyunca bile
yemek alışkanlıklarımdan eti çıkarmayı aklımdan geçirebilirken, bu olaylara
canlı şahit olmak beni epey zorlayacaktır diye düşünüyorum. </span><br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Yine de tüm bunların insanın kendini bir şeylere inandırmasıyla
alakalı olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar sayısız kurban bayramında tanık
olduğum görüntülerin yanında, bir biyolog oluşumdan dolayı normal insanlara
göre çok daha fazla hayvanla haşır neşir olduğumu söyleyebilirim. Kitabın
yazarının da söylediği gibi et yemeği ben de seviyorum ama buna karar vermek
benim elimde. </span></div>
KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-67010769652455230652012-08-21T04:22:00.001-07:002012-08-21T04:22:53.764-07:0022/11/63 - Stephen King<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGacaFm7JgP74mP6e1oJKed3KceBOgxN1ImQzx4ggLvqisqvOcIZZqV3DXC2-PSKVrEst-4uCNYtMtVSGUOcWZsLBOUUYQKyIJRdA5exw7l4Ox-1vcmdByrKFkBamIpAU7rgENdiUVvlc/s1600/us_11-22-63_cover.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="255" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGacaFm7JgP74mP6e1oJKed3KceBOgxN1ImQzx4ggLvqisqvOcIZZqV3DXC2-PSKVrEst-4uCNYtMtVSGUOcWZsLBOUUYQKyIJRdA5exw7l4Ox-1vcmdByrKFkBamIpAU7rgENdiUVvlc/s400/us_11-22-63_cover.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Uzun yıllardır herhangi bir Stephen King romanı okumamıştım.
Küçükken okuduklarım hep biraz fantezi-korku-gerilim içerdiği için uzak durdum
sanırım. Ama 22/11/63 adlı kitabı görünce dikkatimi çekti. Hem J.F.Kennedy
suikasti hem zaman yolculuğu hem de bir King romanı. </span></div>
<span style="font-family: Calibri;">Kitap beklediğimden iyi. Ne beklediğimi bende tam olarak
bilmememe rağmen okurken kendimi olayların akışına kaptırıp aynı anda yeni
şeylerde öğreniyorsam o kitap benim için okumaya değerdir. Zamanın içinde
yolculuk, her zaman insanların ilgisini çeken bir konu olmuştur. Başka bir
dünya, başka bir zaman, benim gibi Matrix ve Geleceğe Dönüş filmlerinin hayranı
biri içinde çok cazip bir konu. </span><br />
<br />
<span style="font-family: Calibri;">Sıradan bir hayatınız var. Elinize aniden bütün dünyanın akışını
değiştirebilecek bir imkan geçiyor. Neyi değiştirirdiniz? Hangisine gücünüz
yetebilirdi? Geçmişte şimdi olduğunuzdan çok daha mutlu olmanız olası mı? King
J.F. Kennedy suikastini engellemeyi hayal etmiş, bu sayede dünyanın daha
yaşanabilir bir yer olacağını düşlemiş, kim bilir? Bunları yazarken de siz 60’lar
Amerika’sın da bir yolculuğa çıkarıyor.</span><br />
<br />
<span style="font-family: Calibri;">Kitap 816 sayfa, uzun
olduğunu düşünen, aynı hikayenin çok daha az sayfada anlatılabileceğini savunan
yorumlar okudum fakat ben onlara katılmıyorum. Stephen King okumak bana keyif
verdi, sizinde aynı keyfi almanızı umarak iyi okumalar dilerim.</span><br />
KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-35784065502320222092012-08-11T08:45:00.000-07:002012-08-11T08:45:57.881-07:00LEFTER - Haluk Hergün<b><span style="font-size: x-large;"> </span></b><br />
<b><span style="font-size: x-large;"> Futbolun Ordinaryüsü</span></b><br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVnsPpLsWI1BAg6lysPOuVd-z30nW_rfSRXlBDnZjbqEbbQ_KUTQczreVvMeCFCnUeJXbUBPcvKzZF54540fhavZ41h3KjI6o7dio6WEysdF2gp6U9fvrZoB-_e3upq8uA3qRnI1V4yDs/s1600/lefterkitabi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="250" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVnsPpLsWI1BAg6lysPOuVd-z30nW_rfSRXlBDnZjbqEbbQ_KUTQczreVvMeCFCnUeJXbUBPcvKzZF54540fhavZ41h3KjI6o7dio6WEysdF2gp6U9fvrZoB-_e3upq8uA3qRnI1V4yDs/s320/lefterkitabi.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Ülkemizde gün geçtikçe artan kutuplaşmalara karşı Lefter bir
abide gibi yükseliyor bu kitapta. Sadece Fenerbahçelilerin değil, futbolu
sevenlerin değil herkesin okuması gereken bir biyografi oluşturmuş Haluk
Hergün. Dolu dolu içeriğiyle hiç sıkılmadan okunabilen, hem Türk futbol
tarihini hem de Lefter’in uzun yaşam öyküsünü bu kadar naif bir şekilde
aktarabilen bir eser oluşturmak hiçte kolay olmamalı.</span></div>
<span style="font-family: Calibri;">Hep kulaktan dolma bilgilerle dinlediğimiz Lefter’in gerçek
yaşam öyküsü yer alıyor bu kitapta. Lefter, Türkiye’sine, Büyükada’sına,
Fenerbahçe’sine, futboluna aşık bir insan. 20 yıla yakın aktif futbol oynayan, ardından
uzun yıllar antrenör-oyuncu olarak Türkiye’nin çeşitli yerlerinden görev alıp
futbolu herkese sevdiren bir efsane Lefter. Onu izleme şansına erişen herkes <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Lefter’den daha iyisinin olmayacağı konusunda
hemfikir. Kitabın yanında gelen Nebil Özgentürk’ün harika belgeselinde
Lefter’in birkaç görüntüsü izleme şansına sizde erişiyorsunuz. Kitabı okurken,
DVD deki görüntüleri izlerken gururlanmamak, duygulanmamak mümkün değil. </span><br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Ünlü İtalyan futbol adamı Pozzo Lefter için şöyle demiş ; “Eğer
avucuma bir top yerleştirmek mümkün olsaydı, bu avucuma Lefter’de sığabilseydi,
Lefter benim avucumda o topla çalım atardı. Öyle büyük bir futbolcu..” Bizde ki
meşhur söylem gibi ; “Ver Lefter’e yazsın deftere..”</span></div>
<span style="font-family: Calibri;">Şimdi artık Büyükada’ya gidip Lefter’in gezdiği sokaklarda
gezip, mezarına bir çiçek bırakmak, ardından Fenerbahçe müzesini ziyaret edip çıkışta
Lefter heykeliyle bir poz resim çektirmek bana farz oldu. Keşke daha önce bir
imkanını bulup, bir şekilde büyük ustaya ulaşıp, Çubukluya bir imza
attırabilmek gibi bir zekayı gösterebilseydim diyorum kendi kendime.</span><br />
<span style="font-family: Calibri;"> </span><br />
<span style="font-family: Calibri;">Nur içinde yat “Turco” Lefter.. Futbolun Ordinaryüsü..
Ayyıldız’da Çubuklu’da bize emanet..</span><br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzd5RpQh3b3MiUSRii-IPUrrH8sn8HpeFWUPHNQiJNm9kzCHB7mHOJPkpip6LDmJ183zX-TGIFTZSIQnPemkPg7UOZL9ITiMUMJAJDmtMEaaRzAuYkkYd2FYiB7pB71aoD4g-e4IkpGVo/s1600/lefter+2.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzd5RpQh3b3MiUSRii-IPUrrH8sn8HpeFWUPHNQiJNm9kzCHB7mHOJPkpip6LDmJ183zX-TGIFTZSIQnPemkPg7UOZL9ITiMUMJAJDmtMEaaRzAuYkkYd2FYiB7pB71aoD4g-e4IkpGVo/s320/lefter+2.JPG" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7579216754548333969.post-30203502626602202652012-08-09T10:08:00.000-07:002012-08-12T04:12:20.929-07:00LÖSEV Gönüllüsü Olmak Bir Ayrıcalıktır...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvFCnCjLH-ChkHW0z0sJp_kV7x39MJRVt2vXNgWl4jDIuCVB6xc64pdQGoIipr9bUpDNySHKh2-pss5FOskaXRLM741W0sDS4lx4EOaYPHEz9iOPQnpFgOJ9nhHW6yWB4UkUQoinAOLP0/s1600/img1-6bfe2768-d810-4ca8-9cf7-86f1bf7a1e11.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="214" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvFCnCjLH-ChkHW0z0sJp_kV7x39MJRVt2vXNgWl4jDIuCVB6xc64pdQGoIipr9bUpDNySHKh2-pss5FOskaXRLM741W0sDS4lx4EOaYPHEz9iOPQnpFgOJ9nhHW6yWB4UkUQoinAOLP0/s320/img1-6bfe2768-d810-4ca8-9cf7-86f1bf7a1e11.jpg" width="320" /></a></div>
Büyük LÖSEV Ailesi, lösemili&kanserli çocuk ve ailelerin bu zorlu mücadelede yalnız olmadıklarını göstermek için sevgi ve azimle çalışan bir vakıftır. LÖSEV kurulduğu 1998 yılından bugüne dek faaliyetlerini duyarlı kişi ve kuruluşların destekleri ve binlerce GÖNÜLLÜSÜ’nün katkılarıyla gerçekleştirmiş; Türk halkının konu hakkında daha bilinçli ve duyarlı olmasıyla beraber tedavide %91'lere çıkardığı başarısını %100’e çıkartmayı hedeflemiştir.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhIvDEp46O1qUnQTXTZBUH54W-_oT3AuysQwxxnYF0MpGlaA5TrrFWEZLgLsNRSXr3sPjgS1jEpccUs7IPhaNo-zFCEKPNpDo1wQiyLG73ZJqOG_tAZ7f8gHduYrVrMfzrTc_yBVm2FXU/s1600/img2-6bfe2768-d810-4ca8-9cf7-86f1bf7a1e11.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="143" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhIvDEp46O1qUnQTXTZBUH54W-_oT3AuysQwxxnYF0MpGlaA5TrrFWEZLgLsNRSXr3sPjgS1jEpccUs7IPhaNo-zFCEKPNpDo1wQiyLG73ZJqOG_tAZ7f8gHduYrVrMfzrTc_yBVm2FXU/s320/img2-6bfe2768-d810-4ca8-9cf7-86f1bf7a1e11.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
LÖSEV'e gönlünü veren gönüllüler LÖSEV’in her etkinliğinde aktif rol almakta, vakıf çalışmalarına aktif katılım göstererek çocukları hayata bağlamaktadırlar.<br />
<br />
Yüreğinde paylaşım ve sevgiye yer olan herkesi Lösev gönüllüsü olmaya davet ediyoruz.<br />
<br />
Lösev gönüllüsü olabilmek için aşağıdaki formu doldurmanız yeterli: <strong><a href="http://bit.ly/losevgonullusu" target="_blank">http://bit.ly/losevgonullusu</a></strong><br />
Lösev’i Facebook’ta takip etmek için: <strong><a href="http://www.facebook.com/losev0660" target="_blank">www.facebook.com/losev0660</a></strong><br />
Lösev’i Twitter’da da <strong><a href="http://twitter.com/losev1998" target="_blank">@losev1998</a></strong> hesabından takip edebilir, <strong><a href="http://twitter.com/#!/search/?q=%23LosevHayatVerir&src=typd" target="_blank">#LosevHayatVerir</a></strong> hashtag’i ile paylaşımlarınızla destekleyebilirsiniz.<br /><br />
<iframe width="500" height="375" src="http://www.youtube.com/embed/J8lYpatvfDc" frameborder="0" allowfullscreen></iframe><span style="font-size: 80%;">Bir <a href="http://www.bumads.com.tr/?clientid=de406a16-ac19-4beb-8a2b-163214bebd58&offerid=313" rel="nofollow" target="_blank" title="bumads">bumads</a> sosyal sorumluluk içeriğidir.</span><br />
<span style="font-size: 80%;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQU-hDEbMfGjqJ10SpZ3ltf_nWZLeukt2ObT0QyfxFBsNg0MnP6aLrTiReDqxWuRd9Yw6BgaVb10fUnEfiElSw_NDo2IwOhcC2aZlfq5FGkz_bZfRkf_09snXcWNaxuMOBIBOc8hq8pus/s1600/img3-6bfe2768-d810-4ca8-9cf7-86f1bf7a1e11.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="235" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQU-hDEbMfGjqJ10SpZ3ltf_nWZLeukt2ObT0QyfxFBsNg0MnP6aLrTiReDqxWuRd9Yw6BgaVb10fUnEfiElSw_NDo2IwOhcC2aZlfq5FGkz_bZfRkf_09snXcWNaxuMOBIBOc8hq8pus/s320/img3-6bfe2768-d810-4ca8-9cf7-86f1bf7a1e11.jpg" width="285" /></a></div>
</span>
<script type="text/javascript">ad_client = 'de406a16-ac19-4beb-8a2b-163214bebd58';ad_offer ='313';</script><script src="http://sayac.bumads.com.tr/showads.js" type="text/javascript"></script>KEREMhttp://www.blogger.com/profile/02226339893886870397noreply@blogger.com0